Uğur Böceği (2017)

Oyuncu Greta Gerwig, ilk yönetmenlik denemesi olan, kahramanlarının derinliğine inen yapısı ve güçlü diyaloğuyla dikkat çeken Uğur Böceği (2017) filmiyle bu hafta sinemalara konuk oluyor. Başarılı yapısıyla dikkat çeken filmin, bu yılın Akademi ödüllerinde 5 dalda adaylığı bulunuyor. Filmde rol alan ve bir lise öğrencisini canlandıran Saoirse Ronan ve annesini oynayan Laurie Metcalf oyunculuk performanslarıyla seyirciyi yakalamayı başarmış görünüyor. Yönetmen Greta Gerwig, “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Senaryo”, oyuncuları Saoirse Ronan “En İyi Kadın Oyuncu” ve Laurie Metcalf “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dallarında aday olunca doğal olarak “En İyi Film” adaylığı da Lady Bird (2017) filmine gidiyor. Bu yıl "Call me Your Name" filmindeki rolüyle "En İyi Erkek Oyuncu Adayı" olan Timothée Chalamet'in de Lady Bird filminde rolü olduğunu belirtelim.

Uğur Böceği (2017) Poster

Gençlerin sorunlarıyla ilgilenen bu yüzden de gençlik filmi olarak nitelenebilecek film, lise son sınıf öğrencisi olan isyankâr ve problemli ergen Christine McPherson'ın üzerinde yoğunlaşıyor. Kaliforniya, Sacramento'da yaşayan lise son sınıf öğrencisi olan Christine kendisine 'Lady Bird' olarak hitap edilmesini istiyor.

Uğur Böceği (2017) Saoirse Ronan ve Timothée Chalamet

Yaşadığı kasaba hayatını ve devam ettiği katolik okulunu sevmeyen Layd Bird'ün büyük bir hayali bulunuyor. Yaşadığı yerden bir an önce ayrılarak kültürel ortamı kuvvetli olan New York gibi büyük bir şehre gitmeyi istiyor. Bunun yolu ise üniversiteyi orada okumak. Ancak genç kızın önünde notlarının çok iyi olmaması ve maddi durumlarının kötü olması gibi engeller var. Sevecen aynı zamanda dik kafalı olan annesinin uzakta bir üniversiteye gitmesine karşı gelmesi nedeniyle genç kızla annesi arasında zaman zaman sert tartışmalar yaşanıyor...

Uğur Böceği (2017) Laurie Metcalf ve Saoirse Ronan

Greta Gerwig, Frances Ha ve Lady Bird

Geçen hafta, sevgili Deeptone, blogu olan Sade ve Derin'de her zaman yaptığı gibi izlediği ve tavsiye ettiği filmleri yazmıştı. İçlerinde bulunan Frances Ha (2012) isimli filmi tavsiyesine uyup ödül adayı filmlerin arasında izleyiverdim. Benim için rastlantı olan bu durum çok hoşuma gitti zira Lady Bird filminin devamını "Frances Ha" filminde izliyor hissine kapıldım. Frances Ha filminin başrol oyuncusu aynı zamanda ortak senaryo yazarı olan Greta Gerwig bu filmde, büyükşehirde tek başına yaşayan dans tutkunu genç bir kadının yaşadıklarını anlatıyor ve bir dönem ailesinin yanına Sacramento'ya dönüyordu. Her iki filmde de Sacramento olması rastlantı değil elbette. Ne de olsa yönetmen Gerwig'in memleketi ve Lady Bird filminin konusu yukarıda bahsettiğim gibi orada geçiyor.

Gerwig, yıllarca oyunculuk yaptı, oyunlar yazdı ve ilk filmi Nights and Weekends (2008)'i Joe Swanberg birlikte çekti. İkinci yönetmenlik denemesini tek başına Layd Bird filminde yaptı ve hatırı sayılı bir başarı kazandı.

Greta Gerwig (bordo elbiseli) Lady Bird filminin oyuncularıyla birlikte.

Ortalama bir Amerikan ailesinin sorunlarına değinen filmde, genç bir kızın yetişkinliğe/olgunluğa giden yolda yaşadıkları anlatılıyor. Lady Bird (2017) filmi, hayallere uzanan yolda sağlam bir şekilde ilerlemenin, aile değerlerine sırt çevirerek değil onlara tutunarak yapılabileceğini gösteriyor.

Filmin Künyesi

Yönetmen - Senaryo: Greta Gerwig / ABD / Süre: 94 dakika / Dram, Komedi
Oyuncu Kadrosu: Saoirse Ronan (Lady Bird), Laurie Metcalf (Marion McPherson, anne), Tracy Letts (Larry McPherson) Odeya Rush (Jenna Walton), Timothée Chalamet (Kyle Scheible), Lucas Hedges (Danny O'Neill), Kathryn Newton (Darlene)

Devamını Oku »

The Florida Project 2017

Yönetmenliğini Sean Baker'ın üstlendiği Dram türündeki film 23 Ocak 2018 günü sinemalarda gösterime giriyor. Başrollerinde çocukların olduğu The Florida Project 2017 filminde rol alan tek ünlü isim ise Willem Dafoe. Dafoe, filmdeki rolüyle bu yıl dağıtılacak olan Akademi Ödüllerinde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında aday olan isimler arasında yer alıyor.

The Florida Project (2017) Poster

The Florida Project 2017 Konusu ve Yorumu

The Florida Project 2017 filmi, geçim derdi yaşayan Moonee ve annesi Halley'in yaşadığı hayattan bir kesit sunuyor. Bu kesit, çoğunlukla içinde yer alan çocukların yaramazlıkları ve hareketli dünyasını kapsarken, annenin geçinebilmek için çevirdiği dolaplar ve kaldıkları motelin yöneticisinin gün boyu koşuşturmasını da gözler önüne seriyor...

The Florida Project (2017) Scooty ve Moonee dondurma sahnesi

Yaz mevsiminin hüküm sürdüğü Florida'da yaşayan 6 yaşındaki Moonee ve arkadaşı Skooty kaldıkları motelin resepsiyonunda yan yana iki koltuğa oturmuş tek bir dondurmayı paylaşmaktadır. Tam karşılarında ise motelin yöneticisi olan Bobby ayakta dikilip keyifle çocukların elden ele geçirip yaladıkları bir külah dondurmayı ve onların mutlu hallerini izlemektedir. Yaz sıcağında sığındıkları serin resepsiyon odasında hızla dondurmayı tüketen Moonee ve Skooty'nin mutluluğu dondurmanın eriyen bir kısmının yere damlamasıyla son bulur. Bobby onlara tatlı sert bir ifadeyle kapıyı gösterir. Moonee ise duruma isyan eder ancak her ikisi de hemen dışarı çıkar.

The Florida Project (2017) Bria Vinaite ve Brooklynn Prince

Moonee, Scooty ve Jancey komşu motellerde kalan, kiralık evlerde kalma şansı olmayan ötelenmiş fakir Amerikan ailelerinin çocuklarıdır. Parçalanmış, sabit bir geliri olmayan bu karakterlerin kaldığı moteller turistlerin akınına uğrayan Disneyland'ın hemen yakınındadır. Zengin ailelerin doluştuğu bu devasa mekânın eteklerinde yaşayan insanlar geçinmek için türlü yollara başvururken bu üç çocuk kendi dünyalarında bir yaramazlıktan başka bir yaramazlığa koşup durur. Bir külah dondurma yiyebilmek için sokaktaki insanlardan para dilenir ve büyük bir mutlulukla dondurmalarını yerler.
Moonee'nin, girişte anlattığım sahnenin benzerini gerçek hayatta yaşamak zorunda kalması ise uzun sürmez. Tıpkı dondurmadan düşen damlanın mutluluğuna sekte vurması gibi işsiz annesinin yaptığı bir taşkınlık, küçük Moonee'nin gelecekteki hayatında deprem etkisi yaratacaktır. tt5649144

The Florida Project (2017) Willem Dafoe ve Bria Vinaite

The Florida Project 2017 Yorumu

Filmin akışı güzel, izlerken sıkılmadım. Gerçi konu çocuklar olunca ağzı zaman zaman bozulan karakterlerle karşılaşmak hoş olmuyor ama film rahatça izleniyor. Willem Dafoe, bu filmde aşırı tatlı! Şimdiye kadar izlediğim filmlerinde onu izlerken bu kadar keyif aldım mı, açıkçası hatırlamıyorum. The Florida Project 2017 filmi yeni bir şey söylemiyor, sistem eleştirisi var ama çözüm sunmuyor. Dünyanın herhangi bir yerinde geçim derdine düşmüş milyonlarca aileden birkaçının tıkanmış hayatlarını gözler önüne seriyor. Ki, benzeri filmleri zaten izlemişizdir. Filmin güzelliği çocukların merak uyandırıcı dünyasına daha fazla girilmiş olmasından kaynaklanıyor.

Walt Disney World

Disney World Amerika'da Florida, Orlando'da bulunan oldukça büyük bir eğlence kompleksidir. İçerisinde tema parkları, golf sahaları, oteller, alışveriş merkezleri, ESPN Spor Merkezi, Plaj, Disneyland, Disney Hollywood Stüdyoları… bulunmaktadır.
Walt Disney'in yeni kent yaşamı projesi olarak başlayan Florida Projesi, onun 1966 yılında ölümüyle farklı bir tarafa yönelerek eğlence odaklı bir tatil beldesi fikrine dönüştü. Yılda 52 milyondan fazla ziyaretçi alan bu belde günümüzde 62 bin kişiye istihdam imkanı sunmuştur.
Filmle direkt olarak ilgili olduğu için Walt Disney World'le ilgili Wikipedia sitesinden kısa bir derleme yaptım. Proje hakkında daha detaylı bilgiye Wikipedia'dan ulaşabilirsiniz.

The Florida Project (2017) Walt Disney World

Filmin Künyesi

Yönetmen: Sean Baker / Senaryo: Sean Baker, Chris Bergoch / Görüntü Yönetmeni: Alexis Zabe / Müzik: Lorne Balfe / Dağıtımcı: Filmartı / ABD / 2017 / Süre: 111' / Dram
Oyuncu Kadrosu:
Willem Dafoe (Bobby), Bria Vinaite (Halley, Moonee'nin annesi), Brooklynn Prince (Moonee), Christopher Rivera (Scooty), Valeria Cotto (Jancey), Caleb Landry Jones (Jack), Mela Murder (Ashley), Josie Olivo (Büyükanne Stacy)

Devamını Oku »

Wild Tales (2014)

Asabiyim Ben (2014) İMDB Top 250

Kimi zaman insanı geren, kimi zaman hayrete düşüren, 'Yok artık!' dedirten, kimi zaman da bıyık altından gülmenizi sağlayan sinsiliklere sahip kara komedi türünde bir film var karşımızda.
Arjantinli yönetmen Damian Szifron, aynı zamanda senaryosunu kaleme aldığı Wild Tales (2014) filminde 6 farklı hikâyeyle karşımıza çıkıyor. Kimi planlı, kimisi de aniden gelişen intikam hikayelerinin bir araya geldiği bu antoloji, gösterildiği yıl bir çok ödül almış. Film, BAFTA Ödülü'nü kazanmış, ancak yüksek beklenti içinde olunan Yabancı Dilde En İyi Film Oscar'ını kaçırmış.
Yapımcıları arasında Arjantinli yönetmen Pedro Almodovar ve kardeşi Agustin Almodovar'ın bulunduğu Arjantin, İspanya yapımı Asabiyim Ben (2014) İMDB Top 250 listesinde şu an 186. sırada bulunuyor.

Wild Tales (2014) Poster

6 kısa filmin yer aldığı yapım 122 dakika sürüyor. Film, en kısa süren hikaye ile başlıyor ve giderek uzayan sürelere sahip kısa filmlerle devam ediyor. Türkiye'de 'Asabiyim Ben (2014)' ismiyle gösterilen filmin adı aslında 'Vahşi Hikâyeler' şeklinde Türkçeye çevriliyor.
Yönetmen Damian Szifron, oyuncuların isimlerini filmin başlarındaki jeneriğe yerleştirirken vahşi hayvan görüntülerini kullanmış. Ki zaten filmde insanca davranmayan, sıra dışı karakterlere yer verilmiş. Bu uygunsuz karakterler, intikam,cinayet, şiddet, suçu örtbas etmek, aldatmak ve benzeri davranışlar sergiliyor. Vahşi hayvanlar karınlarını doyurmak için veya tehlikelerden korunmak için doğal dürtüleriyle davranırken insan davranışlarını vahşi hayvanlarla karşılaştırmak ne kadar doğru olur, tartışılacak bir konudur. Ama yönetmen Szifron böyle uygun görmüş ve sonuçta tepkisiz kalınamayacak, keyifle izlenen bir film ortaya çıkarmış.
Okurun gözünde filmin biraz daha şekle bürünebilmesi için bölüm isimlerini, sürelerini ayrıca yönetmenin jenerikte tanımladığı şekliyle başrol oyuncularının resimlerini yazıma ekliyorum. 6 bölümün konusunu yazmadan, sadece birer soru sorarak kısaca ifade etmeye çalışacağım:

Pasternak

Tanımadığınız birinden bedava uçak bileti almış olsanız, kullanır mıydınız?
(7 dakika)

Wild Tales (2014) Dario Grandinetti; bedava biletle uçağa binen yolcu.

The Rats / Sıçanlar

Birisine olan nefretinizi başka bir insanın yanında yüksek sesle ifade eder miydiniz?
(10 dakika)

Wild Tales (2014) Rita Cortese; Rita yanınızdaysa ketum olun!

Road to Hell / Cehennem Yolunda

Boş bir yolda karşılaşan iki inatçı keçiden -pardon- sürücüden biri olsaydınız diğerine yol verir miydiniz?
(17 dakika)

Wild Tales (2014) Leonardo Sbaraglia; Geyikler de sinirlenir!

Little Bomb / Minik Bomba

Bir çekici arabanızı sebepsiz yere otoparka çekseydi tepkiniz ne olurdu?
(22 dakika)

Wild Tales (2014) Ricardo Darin

The Deal / Anlaşma

Tek çocuğunuz ölümlü bir kazaya karışsaydı onu kurtarmak için kesenin ağzını ne kadar açardınız? (22 dakika)

Wild Tales (2014) Oscar Martinez

Hasta que la muerte nos separet / Ölüm Bizi Ayırana Kadar

Düğününüzde yeni kocanızın sizi davetlilerden biriyle aldattığını öğrenseydiniz ne yapardınız?
(28 dakika)

Wild Tales (2014) Erica Rivas; On kaplan gücündeki kadın!

İmdb Top 250 sıralaması: #186
İmdb Puanı: 8,1
Metascore Puanı: 77
Yönetmen / Ülkesi: Damian Szifron / Arjantin, İspanya
Türü: Komedi, Dram, Gerilim
Başrol Oyuncuları: Erica Rivas, Ricardo Darin, Oscar Martinez

***

Antoloji şeklinde olan filmlerden hoşlanıyorsanız, filmgundemi'nde yorumları bulunan iki filmin sayfasını ziyaret edebilirsiniz;
XX / Korku Tüneli (2017) ve Dünyada Bir Gece (1991)
Ayrıca yıllar önce izlediğim Japonya yapımı olan Tokyo (2008) filmi akıl almaz hikayeleri ile ilginç bulabileceğiniz bir antoloji filmidir. 

Devamını Oku »

Sevgisiz 2017

Sevgisiz / Loveless (2017)

Final sahnesine kadar boşanan bir ailenin sorunlarıyla ve kaybolan bir çocukla ilgili olduğunu düşündüğüm Sevgisiz (2017) adlı Rus filmi, aralarda sinyal vermesine rağmen son dakikalarında bariz bir sürpriz yapıp beni ters köşeye gönderdi.
Filmin finalinde, kadın kahramanımız, üzerine 'Russia' yazan bir eşofman geçirdi ve koşu bandında koşmaya başladı. Film boyunca nazarımda 'olumsuz bir tipleme olan kadın' üzerine o eşofmanı giyip yorgun bir ifadeyle gözlerimin içine bakınca Muhteşem Rusya! imajım da yerle yeksan oluverdi...

Sevgisiz (2017)  Maryana Spivak anne rolünde

Filmin ilk ve son sahnelerinde, nüans farkıyla (kurdele farkı) birbirinin benzeri olan karlı orman ve nehir görüntüleri vardı. Bahsettiğim bu sahnelere, piyanonun hep aynı notalarına basıldığı bir müzik parçası eşlik etti. Bu benzerlik taşıyan görüntüler ise bana, kırılamayan, olumsuz anlamı olan bir döngüyü ifade etti.
Bu tespitten sonra iki yorumda bulunabilirim. İlkinde film bana; "Ben hayatın kendisiyim. Ne denli iyi/kötü olaylar yaşarsanız yaşayın değişmem öylece sürer giderim" diyordu.
İkinci yorumumu ise yazının girişinde bahsettiğim, üzerinde 'Russia' yazan eşofman yüzünden yapıyorum. Politik eleştiriye giren filmle ilgili aklıma şu mesaj yerleşiverdi;  "Benim soğuk iklimli sorunlu ülkemde yaşıyorsunuz, problemlerinizle devleti meşgul etmeyin, çözüm bulamam, hayatınız nasılsa öyle devam eder"

Andrey Zvyagintsev

Rus Yönetmen Andrey Zvyagintsev'in Dönüş (2003) ve Elena (2011) isimli filmlerini daha önce izlemiştim. Önemli yapımları arasında yer alan Leviathan (2014) ise izlenmeyi bekleyen filmlerim arasında bulunuyor. Zvyagintsev, son çektiği Loveless filmiyle hatırı sayılı bir başarı yakaladı. Son olarak Oscar'a aday gösterildi. İzlediğim üç film (Dönüş, Elena, Sevgisiz) durağan bir hıza sahip ancak ilgiyle izlediğim dram türünde filmlerdi. Hepsi bir şekilde ölümle bağlantılıydı. Genel olarak mesafeli hatta soğuk ilişkilerin konu edildiği filmlere, soğuk iklim kuşağında bulunan Rusya'nın havası ve doğal tasvirleri de eklenmişti.
Yönetmen Andrey Zvyagintsev şimdiye kadar hepsi Dram türünde olan 5 film çekti. İzlediklerimin içinde en 'sıcakkanlı' olanı yönetmenin ilk çektiği, bir babanın evine uzun yıllar sonra dönüşünü anlattığı Dönüş / Vozvrashchenie (2003) isimli filmidir.

• (2017) Sevgisiz / Loveless / Nelyubov 7.9
• (2014) Leviathan / Leviafan 7.6
• (2011) Elena 7.3
• (2007) Sürgün / Izgnanie 7.7
• (2003) Dönüş / Vozvrashchenie 8.0

Sevgisiz / Loveless (2017) Konusu

26 Ocak 2018 günü ülkemizdeki sinemalarda gösterime giren Sevgisiz / Loveless (2017) adlı film, Akademi'nin "Yabancı Dilde En İyi Film" dalındaki ödülüne Rusya'dan aday olarak seçildi. Filmde, boşanmak üzere olan bir çiftin tek çocuklarının kayboluşu ve onu arama çalışmaları anlatılıyor. Konu ve diğer detaylar için Vizyon Filmleri yazımı ziyaret edebilirsiniz.
Yazının devamında, iki fotoğraf arasında bulunan bölümde spoiler bulunmaktadır.

Sevgisiz (2017) Matvey Novikov, Alyosha rolünde

Sevgisiz filminin ana karakteri olan Alyoşa, boşanmak üzere olan anne ve babasının tek çocuğu ve kazara doğmuş. Fragmanda yer alan ve annesinin bu doğumla ilgili anlattıklarından bunu öğreniyoruz. Ayrılma kararı alan anne ve babası oturdukları evi satışa çıkarmışlar. Filmin hemen başlarında 12 yaşındaki Alyoşa'nın günlük rutini olan okul sahneleri yer alıyor. Okuldan dönerken yolunun üzerindeki ormanda ağır hareketlerle yürüyen çocuk, eve yaklaştığında binaların önünde oynayan diğer çocuklarla ilgilenmiyor. Evine geldiğinde ise dersinin başına oturuyor. Evi gezmeye gelen müşterilerin yanında annesinin -ağlak, saygısız- şeklinde hakaretlerine maruz kalıyor. Akşam olduğunda ise anne ve babası Alyoşa'nın ayrıldıktan sonra kimin yanında kalması gerektiğine karar vermeye çalışıyor. Bu konuşmalar başından itibaren bir tartışma havasında geçiyor. Zira ebeveynler Alyoşa'nın yanlarında kalmasını istemiyor. Sebebi ise her ikisinin de yeni hayatlar kuracakları birer sevgililerinin olması. Tartışma bitip yataklarına çekilmek üzere oldukları bir sırada -filmin unutulmaz iki sahnesinden biri- kameralar Alyoşa'nın çığlık çığlığa bağıran, korku dolu sessiz ağlamasına odaklanıyor... Ertesi gün Alyoşa keyifsiz bir kahvaltıdan sonra okuluna gitmek üzere evden koşarak çıkıyor.
Annesi ve babasının Alyoşa'nın yokluğunu anlaması ise neredeyse iki gün sürüyor!

Sevgisiz / Loveless (2017)

Sevgisiz (2017) Film Yorumu

Filmin ilk bölümünde Alyoşa, onun anne ve babası, onların sevgilileri ve aralarındaki ilişkilerle, Alyoşa'nın anneannesi karakterlerine odaklanılıyor. Sevgisiz filminin ikinci ana bölümünü ise kaybolan çocuğu arama çalışmaları oluşturuyor.
İki saat süren filmde, neredeyse tüm karakterlere bulaşan bir mutsuzluk haliyle karşılaşıyoruz. Kış mevsiminin hüküm sürdüğü film boyunca havanın mı daha soğuk yoksa karakterlerin mi daha soğuk olduğu bence tartışmaya kapalı. İlişkiler mesafeli, anneanneden kızına, anne ve babadan oğullarına geçen bir sevgisizlik, mutsuzluk durumu hâkim. Yönetmen sanki ezelden beri genlerle taşınan bir mutsuzluk durumunu izleyiciye sergilemek istiyor. Andrey Zvyagintsev, son sahnelerde yaşanan bir olayla -gelecek nesiller için bir umut yok- mesajını sağlam bir şekilde veriyor.

Sevgisiz (2017) Kayıp Çocuk Alyoşa

Sevgisiz (2017), dram türünü seven, yetişkin izleyiciler için tavsiye edilebilecek bir film.
Yapım, sorumsuz bir ailenin çocuğunun ortadan kaybolması, devletin birimlerinin olaya dâhil olma -olamama- şekli ve arama çalışmaları sıralamasını takip ediyor. Seyircinin filmi dinamik bir şekilde  izlemesini ise Alyoşa'nın başına gelenleri öğrenme isteği sağlıyor.

Devamını Oku »

The Gold Rush (1925)

Altına Hücum (1925) - İMDB Top 250 Filmi

Küçük Serseri Şarlo, Alaska’da altın arayanlar kervanına katılır. Tek başına olduğu bu yolculukta kendisi gibi altın arayan Büyük Jim’le karşılaşır. Bir çeşit kader birliği yapan, hatta ayakkabı haşlayıp birlikte yemek zorunda kalan ikilinin yolları bir süre sonra ayrılır.
Altın arayanların bölgeye akın etmesiyle orada bir kasaba kurulur. Şarlo yolunun düştüğü bu kasabada kendisiyle dalga geçen Georgia’ya âşık olacak, aynı zamanda kalbi kırılacaktır…

Macera, romantizm, tekrar macera ve tekrar romantizm sıralamasını takip eden The Gold Rush (1925) filminde komedi unsuru ise neredeyse her bölümde hâkimiyetini hissettiriyor. Neredeyse diyorum çünkü Şarlo’nun üzgün olduğu bir bölüm var ki o sahnelerde “Üzülme Şarlo değmez” deyip, onu omuzlarından tutup sarsarak, kendine gelmesini istiyorsunuz.
Bir şehir nasıl ve neden kurulur sorusunun cevabı da Altına Hücum filminde karşımıza çıkıyor. Zengin olma hayaliyle el değmemiş vahşi doğaya akın edenler, amaçlarına ulaşmak için uzun zaman harcamak gerektiğini anlayıp barınacakları evler inşa ediyorlar. Bu da bir kasabanın doğmasına neden oluyor. Filmde kasabanın kuruluşuna dair sadece bir iki cümle var. Ancak bu ve başka benzeri tarihsel tespitleri içinde barındıran film, taşıdığı özellikler nedeniyle ABD Kongre Kütüphanesi’nce önemli filmler arasında sayılmış. Bu ise filmin ABD Ulusal Film Arşivi’nde saklanması kararının alınmasına yol açmış.
Charles Chaplin, sessiz ve siyah beyaz olarak 1925 yılında çektiği The Gold Rush filmini sesli film dönemine geçildikten çok sonra elden geçirmiş. Chaplin, 1942 yılında, bestelediği müziği ve kendi kaydettiği konuşmaları filme monte etmiş. Ve aynı yıl filmini tekrar yayınlamış.
İtiraf etmeliyim, Altına Hücum, sessiz bir filme göre beklediğimden çok daha fazla sese sahipti. Filmin girişindeki tanıtım yazısında MCMXXV ve MCMXLII olmak üzere iki copyright tarihi vardı. Benim izlediğim ise filmin 1942 yılında düzenlenen versiyonuydu.

The Gold Rush (1925) Uçurum kenarındaki kulübe

Çocukluğumda TRT kanalında filmin parçalara bölünmüş halde yayınlandığını hatırlıyorum. O yıllardan en net aklımda kalan sahne ise uçurumun kenarında yarısı boşlukta sallanan bir kulübe resmiydi. İlginçtir filmi tekrar izlediğimde bana en çok keyif aldıran, yine uçurumun kenarındaki evde yaşanan, bol aksiyonlu komik sahnelerdi.
Altına Hücum (1925) filmi, içinde sadece Macera, aşk ve komedi barındırmıyor. Filmde ayrıca gözünü hırs bürümüş bir katil, kıskanç bir adam, neşeli kadınlar ve iyi kalpli insanlar yer alıyor. Saydığım karakterler; insanı ilgilendiren, hayatın içinden birçok duyguyla birlikte sessizce bu tarihi filme dâhil oluyorlar.

*

İmdb Top 250 sıralaması: #135
İmdb Puanı: 8,2
Yönetmen / Ülkesi: Charles Chaplin / ABD
Türü: Macera, Komedi, Dram
Başrol Oyuncuları: Charles Chaplin, Mack Swain, Tom Murray

Devamını Oku »

On the Waterfront (1954)

Rıhtımlar Üzerinde (1954) - İMDB Top 250 Filmi

Elia Kazan'ın yönettiği 8 Oscar Ödülü kazanan On the Waterfront (1954) adlı filmin konusu, New Jersey tersanelerinde yolsuzluk yapan sendika patronu Johnny Friendly, liman işçileri ve bir rahip arasında geçiyor...

Liman işçiliği yapan Terry Malloy (Marlon Brando) sendika patronu olan Johnny’nin (Lee J. Cobb) isteği üzerine çocukluk arkadaşını onun adamlarının eline teslim eder. Bunu yaparken arkadaşının öldürüleceğini bilmemektedir. Eski boksör olan Terry aracılık ettiği bu cinayet yüzünden rahatsızlık duyar. Abisi Johnny’nin sağ koludur. Öldürülen arkadaşının uzaklarda eğitim gören kız kardeşi Edie (Eva Marie Saint) katillerin yakalanmasını ister ancak herkes korkmakta ve susmaktadır. Terry ve Edie arasında bir yakınlaşma başlar. Edie'nin tavırları, cinayeti araştıran polisler ayrıca Rahip Barry'nin (Karl Malden) olayın peşine düşmesi Terry'yi gerçekleri gizleme konusunda ikileme düşürür. Ancak son darbe abisinden gelecektir...

On The Waterfront (1954)

Oscar'lı başrol oyuncusu Marlon Brando, bir kahramanın manevi uyanışının adım adım anlatıldığı filmde dram yönü ağır basan bir performans sergiliyor. 30 yaşındaki haliyle izleyeceğimiz Brando, geleceği parlak bir boksörken abisinin gölgesinde limanda çalışmak zorunda kalan kendi halinde bir işçi olan Terry Malloy'u canlandırıyor.

Terry Malloy, öylesine bir yaşam sürdürürken arkadaşının öldürülmesi üzerine vicdanıyla girdiği savaşta güçlünün yanında olmakla, hakkını aramak arasında tereddüte düşüyor. Bu duygularda suçluyu gammazlamanın yaşadığı toplumdan dışlanması anlamına gelme baskısı da var.

Liman mafyasının, işçilerin haklarıyla acımasızca oynarken, ona susması için sabahtan akşama kadar yatabileceği bir iş sunması -rüşvet vermesi- buna karşın rahibin önderliğinde kötülerle savaşmaya çalışan bir avuç liman işçisinin yaşadığı baskıya şahit olması Terry'nin içindeki çalkantıyı giderek arttırıyor.

Rıhtımlar Üzerinde (1954) adlı yapım konusunun geçtiği rıhtımdaki işçilerin hayatlarının yanında, mafya, polis, rahip karakterlerinden de beslenerek birbirine bağlantılı sağlam bir hikâye sunuyor. Filmde, yaşanan ölümlerle tansiyon artıyor ve yükselen bir grafik izliyor. Toplumu ilgilendiren yolsuzluk, mafya baskısı gibi küresel anlamda her yerde görülebilecek sorunlara parmak basan film, zor zamanlarda halkın içinden çıkaracağı potansiyel kahramanlara da selam yolluyor.

On the Waterfront (1954) Marlon Brando ve Eva Marie Saint

İmdb Top 250 maratonuna katıldığımda ilk izlediğim filmlerden olan Rıhtımlar Üzerinde (1954), hakkında uzun uzun yazılabilecek detaylara sahip. Uzun yıllar yönetmenlik yapan Elia Kazan, filminde dönemin ünlü oyuncularıyla çalıştı, hikâyenin ve senaryonun sahibi Budd Schulberg bu filmle, yönetmen ve oyuncuları gibi Oscar Ödülü’nün sahibi oldu.

Top 250 listesinden 26 film izledim. Tespit ettiğim kadarıyla Metascore çoğunlukla eski filmlere değerlendirme yapmamış. Ancak Kazan’ın filmi değerlendirmeye alınarak 88 puana ulaşmış.

Siyah beyaz çekilen filmi sevdim ve Suç Dram türü filmlerden hoşlananların izlemesi gereken yapımlardan olduğunu düşünüyorum.

İmdb Top 250 sıralaması: #140
İmdb Puanı: 8,2
Metascore: 88
Yönetmen / Ülkesi: Elia Kazan / ABD
Türü: Suç, Drama, Gerilim
Başrol Oyuncuları: Marlon Brando, Karl Malden, Lee J. Cobb, Eva Marie Saint

Devamını Oku »

Princess Mononoke (1997)

Prenses Mononoke (1997) – İMDB Top 250 Filmi

Köyünü korumak için lanetli bir orman tanrısıyla çatışmaya giren Ashitaka onu öldürmeyi başarır. Ancak aldığı yara yüzünden lanet kendisine de bulaşır. Köyünden ayrılan Ashitaka’nın tedavi olmak için tek umudu Ormanın Ruhu’dur. Onu arayışı sırasında yolu bir madene düşer. Bu sırada kurtlarla arkadaş olan ve ormanda yaşayan Mononoke ile karşılaşır...
Filmin başkahramanı olan Ashitaka kendisini tehlikeli bir insana dönüştüren lanetli yarasına rağmen kaçınılmaz olan doğa-teknoloji, doğa-insan çatışmasına engel olmak için çabalıyor. Filmin denge unsuru olarak karşımıza çıkıyor.
Filme adını veren Mononoke ise kendisini ormana, doğaya adamış bir prenses. Kendisi insan olmasına rağmen insanların doğaya verdiği zararın farkında olan bu yüzden de onlarla mücadeleden asla vazgeçmeyen bir kahraman profiline sahip.
Yönetmen Hayao Miyazaki’nin hayli ciddi bir konusu ve gidişatı olan Princess Mononoke (1997) adlı animasyonunu izlerken efsanevi orman yaratıkları ile karşılaşıyor, filmin sık sık eski inanışlardan beslendiğine şahit oluyorsunuz.
Müzikleriyle de dikkat çeken Prenses Mononoke, fantastik konulu animeleri sevenler için kaçırılmaması gereken bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

Princess Mononoke (1997)

İmdb Top 250 sıralaması: #64
İmdb Puanı: 8,4
Metascore: 76
Yönetmen / Ülkesi: Hayao Miyazaki / Japonya
Türü: Animasyon

Devamını Oku »

Bak Şu Leyleğe (2017) Animasyon

Bak Şu Leyleğe (2017)

Leylek ailesinin büyüttüğü Richard isimli serçenin cesaret dolu Afrika yolculuğunu anlatan Bak Şu Leyleğe (2017) adlı Animasyon 20 Ekim 2017 günü gösterime giriyor. Avrupa ülkelerinin ortak yapımı olan animasyonu Toby Genkel ve Reza Memari yönetiyor.

Bak Şu Leyleğe (2017) Poster

Bu yıl Berlin Film Festivali'ne katılan ve aile filmi olan Richard the Stork (2017) renkli mi renkli bir animasyon. Leylek ailesi göç ettiğinde yalnız kalan serçenin kararlı ve cesur bir tutum sergileyerek ailesinin peşinden gitmesi ve kimliğini bulma çabası ise filmin temelini oluşturuyor.

 Vizyon Tarihi: 20 Ekim 2017

Orjinal Adı: A Stork's Journey, Richard the Stork / Yönetmen: Toby Genkel, Reza Memari / Senaryo: Reza Memari, Jeffrey Hylton, Joe Vitale / Müzik: Eric Neveux / Dağıtımcı: / Almanya, Belçika, Lüksemburg, Norveç / 2017 / Süre: 85' / Animasyon

Orjinal Seslendirme

Tilman Döbler, Cooper Kelly Kramer, Shannon Conley, Christian Gaul, Nicolette Krebitz

Bak Şu Leyleğe (2017) Konusu

Yumurtadan çıkacağı gün annesi ve babası bir yırtıcı tarafından avlanan Serçe Richard'ın yuvasına gelen Leylek Aurora onun doğumuna şahit olur. Küçük bir oğlu olan sevecen leylek Richard'ı kendi yuvasına götürür. Oğlu Max'in çok sevdiği ancak eşi Claudius tarafından sıcak karşılanmayan küçük serçe sonbahar mevsimine kadar leyleklerle birlikte yaşar ve onlar gibi davranmayı öğrenir.

Afrika'ya göç zamanı gelen leylekler Richard'ı zorlu yolculuğa dayanamayacağı için uykudayken terk eder ve göçlerine başlar. Uyandığında ailesinin gittiğini gören Richard onların peşinden Afrika'ya gitme kararı alır. Ona maceralarla dolu bu yolculukta hayali bir arkadaşı olan Baykuş Olga, ünlü olma hayali kuran bir papağan ve şaşkın güvercinler eşlik eder. tt3823116

Bak Şu leyleğe (2017) Richard the Stork

Devamını Oku »

İlk Kurşun - First Kill (2017)

Yönetmen Steven C. Miller'in üçüncü kez oyuncu Bruce Willis'le çalıştığı İlk Kurşun - First Kill (2017) filmi 1 Eylül 2017 günü vizyona giriyor. Aksiyon türündeki filmde, yeterince cesur olmayan küçük oğlunu kendisine güveni gelsin diye, doğduğu yerlere geyik avına götüren bir babanın hikâyesi anlatılıyor.

İlk Kurşun - First Kill (2017) Poster

Oyuncu Hayden Christensen, Yıldız Savaşları, Jumper (Atlayıcı), Awake (Anastezi) filmleriyle tanınıyor. İlk Kurşun filminde baba rolüyle karşımıza çıkıyor. Bruce Willis ise kasabanın emekliliği gelmiş deneyimli polis memurunu oynuyor. Çocuk oyuncu Ty Shelton ilk kez bir sinema filmiyle izleyiciyle tanışıyor. Bahsettiğim bu oyuncuların filmde özel, bahsedilecek performansları pek yok. Ancak 'Levi' karakterini canlandıran Gethin Anthony biraz öne çıkmış görünüyor. O da rolünün şaşırtıcı bir seyir izlemesi nedeniyle oluyor.
First Kill (2017), şehirde başlayan sonra ormanlık alana transfer olup orada aksiyon yaşatan bir seyir izliyor. Film, kişinin kendisine olan güvenini artırdığında, sorunlara daha cesur yaklaşarak çözebileceği mesajını veriyor. Ancak bu anlamlı mesaja rağmen vasatlıktan sıyrılamıyor, bittiğinde ise ‘niye izledim’ düşüncesiyle baş başa kalıyorsunuz.

İlk Kurşun - First Kill (2017) Konusu

11 yaşındaki Danny okulda zorba bir çocuk tarafından dövülür. Bu ilk değildir. Wall Street brokerı olan Will, oğluna vakit ayırabilmek ve sorununu çözebilmek için hemşire olan karısı Laura'yı da alarak memleketine bir kaç günlüğüne bir gezi planlar. Orada oğlu Danny ile birlikte ava çıkacak, ona bildiklerini öğretecektir.

İlk Kurşun - First Kill (2017) Hayden Christensen ve Ty Shelton

Will doğduğu kasabaya geldiğinde ölen babasının arkadaşı olan polis memuru Howell tarafından dikkatli olması konusunda uyarılır. Orada büyük bir banka soygunu yapılmış ve suçlular henüz yakalanamamıştır. Av için oğluyla birlikte ormana giden Will orada tehlikeli iki adamla karşılaşır. Biri polis olan bu iki adamla yaşananlar sonucunda Will polis memurunu tüfeğiyle vurarak öldürür. Sonrasında ise soygun parasını ele geçirmek isteyenlerin hedefi durumuna gelirler... tt5884234

Vizyon Tarihi: 1 Eylül 2017

Orjinal Adı: First Kill / Yönetmen: Steven C. Miller / Senaryo: Nick Gordon / Görüntü Yönetmeni: Brandon Cox / Müzik: Scott Nickoley, Ryan Franks / Dağıtımcı: Chantier / ABD / 2017 / Süre: 97' / Gerilim, Aksiyon

Oyuncular

Bruce Willis (Memur Howell rolünde), Hayden Christensen (Will), Ty Shelton (Danny), Megan Leonard (Laura), Gethin Anthony (Levi), William DeMeo (Richie),

Devamını Oku »

The Age of Shadows (2016)

Karanlık Görev (2016)

Japonya'nın Kore'yi işgal ettiği 1910-1945 yılları arasındaki dönemde, 1920'li yılların sonlarına odaklanan The Age of Shadows (2016) filminde, çok kısa anlatmak gerekirse; Koreli direnişçiler, Japon polisi ve ajanlar arasındaki kedi fare oyununu izleyeceğiz. Film ilerledikçe, bu kedi fare oyununun sadece iki taraf arasında değil hem polis teşkilatında hem de direniş örgütünün kendi içinde yaşandığına tanık olacağız.

Vizyon Tarihi: 26 Mayıs 2017
Orjinal Adı: The Age of Shadows - Miljung / Yönetmen - Senarist: Jee-woon Kim / Görüntü Yönetmeni: Ji-yong Kim / Müzik: Mowg / Güney Kore / 2016 / 140' / Dram, Aksiyon
Oyuncular: Kang-ho Song, Byung-hun Lee, Yoo Gong, Ji-min Han, Hee-soon Park, Tae-goo Eom

Karanlık Görev (2016) Konusu

The Age of Shadows (2016), Kang-ho Song

Antika bir heykeli gizlice satmaya çalışan 'Korkusuzlar' isimli Koreli direniş örgütü üyesi Kim Jang Ok, Japon polisinin kurduğu pusudan kurtulamayacağını anlayınca polis şefi Lee Jung-Chool'un gözü önünde kendisini öldürür...
Asiler değerli eşyaları satarak parasıyla patlayıcı madde almaktadır. Japon polisi, muhbirler vasıtasıyla bunu öğrenir. Polis şefi Lee Jung-Chool (Kang-ho Song), amirlerinin isteği ile Korkusuzların içine sızmak ve örgütün liderine ulaşmak için antika heykeli kullanacaktır. Artık Japonların öncelikli görevi asilerin yakalanmasının yanında, patlayıcıların Gyeongseong şehrine girişini engellemektir. Korkusuzlar ise bir zamanlar vatansever olan Polis Şefi Lee Jung-Chool'u kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır. Amaçları onun yetkileri sayesinde patlayıcıları şehre sokabilmektir. Japon istihbaratının şefi olan Higashi, Koreli olduğu için güvenilirliği herkesçe sorgulanan Lee Jung-Chool'un yanına, birlikte çalışmaları için Hashimoto (Tae-goo Eom) isminde bir ajan verir. Hashimoto'nun hırslı oluşu ve istihbarat bilgilerini Lee Jung-Chool'dan gizlemesi polis şefini direnişe doğru yakınlaştırır. tt4914580  +⓯💥

Karanlık Görev (2016) Film Yorumu

The Age of Shadows (2016)

Yoo Gong, Kang-ho Song ve Tae-go Eom "Karanlık Görev" filminde oyunculuklarıyla dikkat çeken ve filme yön veren üç isim oldu:
Dönem filmi olan "Karanlık Görev (2016) filminde olayların merkezinde polis şefini canlandıran Kang-ho Song yer alıyor. Vatanını seven, ancak güçlü olan Japonlara hizmet eden polis şefi, ülkesinin bağımsızlığını kazanacağına dair içinde bir inanç olmadığı için esen rüzgara kapılan bir adam görüntüsü çiziyor.
Filmin kötü adamlarından biri olan 'Hashimoto' karakterini Tae-goo Eom canlandırıyor. Hırslı olan bu ajan çevresindekilere ürkütücü bir şüpheyle yaklaşıyor. Yerinde bir tabirle, soluğunu Korkusuzların ve polis şefinin ensesinde hissettiriyor.
Korkusuzların kilit isimlerinden antikacı ve fotoğrafçı olan 'Kim Woo-Jin' karakterinde doyurucu bir oyunculuk sergileyen Yoo Gong'u izliyoruz.

The Age of Shadows (2016) Yoo Gong

Temposunu yerinde bulduğum filmde, aynı zamanda görsel anlamda da en çok dikkatimi çekenler arasında trenle yolculuk ve açılış sahnesi vardı. Kim Jang Ok'un sokaklarda koşarak kaçtığı polislerin ise onu damdan dama atlayarak takip ettiği açılış sahnesi oldukça güzeldi. Bu sahnede yer alan 'Koreli direnişçiler ve ülkelerini Japonlara satanlarla' ilgili kısa diyalog ise adeta filmin neyi anlattığının bir özetiydi.
Trenle yolculuk sahnesinde ise dar alana yoğun git-gel trafiği başarıyla sığdırılmış ve deyim yerindeyse gerilim tavan yapmıştı. Yakalanma korkusunu birebir yaşatan tren yolculuğu finale yakışan seyri keyifli bir şölen havası taşıyordu. Ama final değildi!

Kore'nin Kısa Tarihi

Japonya 1910 yılında Kore topraklarına girdi. Koloni haline getirdikleri Kore'de 1945 yılına kadar kaldılar. 1948 yılında Kore Cumhuriyeti kuruldu. SSCB kumandasındaki Kuzey Kore birliklerinin komünizmi yaymak için saldırdığı Güney Kore'ye BM destek için asker gönderdi. 1953 yılında ateşkes imzalanmasından sonra '38. paralel', iki ülke; Güney Kore ve Kuzey Kore'nin sınırı olarak kabul edildi.

Filmin Başarıları

2016 yılı Eylül ayında Venedik Film Festivali'nde izleyicisi ile buluşan film Asya ve Amerika'da birçok festivale konuk oldu. Güney Kore sinemasından iyi bir dönem filmi izlemek isteyenler için ideal olduğunu düşündüğüm Karanlı Görev (2016) filminin yönetmeni ve oyuncuları rolleriyle çeşitli ödüller kazandı. Jee-woon Kim'in yönettiği The Age of Shadows (2016), En İyi Yabancı Film dalında 89. Oscar Ödülleri için Güney Kore'yi temsil etmeye hak kazanmıştı.

Devamını Oku »

Get Out 2017

Kapan (2017)

Get Out filminin başrolünde Black Mirror dizisini izleyenlerin hemen hatırlayacağı İngiliz oyuncu Daniel Kaluuya oynuyor. Filmde, beyaz tenli bir sevgilisi olan fotoğrafçı Chris'in sonradan tuhaf ve ürkütücü bulacağı kızın ailesiyle tanışma hikayesi anlatılıyor.

Get Out 2017 Poster

Jordan Peele'ın yazıp yönettiği ilk film olan Kapan 2017 / Get Out 2017, 21 Nisan 2017 günü sinemalarda gösterime giriyor. Korku, Gizem türündeki ABD yapımı filmin görüntü yönetmenliğini Toby Oliver yapıyor. 104 dakika süren ve Alabama, Fairhope'ta çekimleri yapılan Kapan'ın müziklerinde Michael Abels'in imzası bulunuyor.

Get Out (2017) Daniel Kaluuya (Chris) ve Allison Williams (Rose)

Kapan (2017) Konusu

Gece ıssız bir mahallede sokakta yürüyen siyah tenli adama saldıran gizemli biri, onu etkisiz hale getirip arabasına doğru taşır...
Şehirde yaşayan ve birbirine âşık olan Chris ile Rose yolculuk hazırlığı yapmaktadır. Gençler hafta sonu için şehrin banliyölerinde oturan Rose'un ailesinin yanına gidip geri dönmeyi planlamaktadır. Rose, ailesine Chris'in siyah olduğunu söylememiş bu da Chris'in gerilmesine yol açmıştır. Kırsalda büyük bir evde yaşayan Rose'un ailesi Chris'i iyi karşılar. Tek sorun Chris'in sigara içme problemidir. Rose'un annesi Missy, kızının yanında sigara içilmesini istemez ve Chris'i tedavi etmek ister. Tanışma faslından sonra evde komşuların davetli olduğu geleneksel bir parti verilecektir. Partiye gelenler Chris'e ilgi ve sevgiyle karışık bir tavır sergiler. Hayatlarında hiç siyah insan görmemiş gibi davranmaları Chris'in sinirlerini bozar. Partide tanıştığı tek siyah tenli konuk olan Logan'ın tuhaflıkları ise bardağı taşıran son damla olur. tt5052448

Get Out (2017), Daniel Kaluuya (Chris) ve LaKeith Stanfield (Logan)

Kapan (2017) Film Yorumu

En başından neredeyse sonuna kadar gizemi ve heyecanı ayakta tutan bir filmle karşılaştım. Gizem, filmin sonlarına doğru çözüldü fakat finalde bile şaşırtan detaylar çıktı karşıma.
Başrol oyuncusu Daniel Kaluuya'yı her türlü duyguyu izleyiciye iletme konusunda başarılı buldum.

Get Out (2017) Lil Rel Howery, izleyiciyi güldürmeyi başarıyor.

Yan rollerden birinde oynayan Lil Rel Howery (Rod) Kapan filmine neşe katan bir isim olmuş. Beni güldüremedi ama salonda onu görenler ve çılgın felaket senaryolarını dinleyenler kahkahayı bastı. Rod, parti sonrasında olanları kendisine anlatan Chris’e, felaket senaryosu olarak seri katil olan Jeffrey Dahmer* ve Gözleri Tamamen Kapalı / Eyes Wide Shut (1999)* filmini hatırlattı.
Müzikler filmin gerilimini güzel destekledi.
Filmin giriş müziği olan 'Run Rabbit Run' ise girişteki kaçırılma sahnesine çok yakışmıştı.
Korku türündeki filmlerde görmeye alışık olduğumuz kanlı şiddet görüntülerinin filmin geneline yayılmamış olması iyiydi. Şiddet içeren sahneleri nerede kullanacağını bilen ve ilk filmini yapan yönetmen Jordan Peele'i takdir ettim.

Get Out (2017) Daniel Kaluuya partide kendisine hayran beyazların arasında.

İsimleri; Dehşet Odası (2015), Otopsi (2016) ve Kapan (2017) olmak üzere bu hafta 3 korku filmi izledim. Bu yapımların içinde en iyisi Kapan / Get Out (2017) filmiydi.
Fragmanla ilgili olumsuz bir eleştiri yapmak istiyorum. Filmle ilgili sürprizleri bozan görüntüler olduğu için fragmanı fazla açıklayıcı buldum. Kendimi şanslı saydığım kısım ise fragmanı filmden sonra izlemiş olmamdı.
Son olarak İmdb'nin, film sevenlerin bildiği bir listesinden bahsedeceğim; Top 250 listesi. Get Out 2017 şu anda devamlı değişkenlik gösteren Top 250 listesinde 227. sırada bulunuyor.

Oyuncu Kadrosu

Daniel Kaluuya (Chris Washington)
Allison Williams (Rose Armitage)
Catherine Keener (Missy Armitage, Anne)
Bradley Whitford (Dean Armitage, Baba)
Caleb Landry Jones (Jeremy Armitage, Kardeş )
Betty Gabriel (Georgina)
LaKeith Stanfield (Andre Hayworth/Logan King)
Lil Rel Howery (Rod Williams)
Marcus Henderson (Walter)
Erika Alexander (Dedektif Latoya)

Filmde Adı Geçenler

* Jeffrey Dahmer ; ABD’li seri katil olan Dahmer çoğu Afrikalı ve Asyalı olan 17 erkeği tecavüz edip parçalayıp öldürmüş. Hakkında film de çekilmiş.
* Eyes Wide Shut (1999) ; Gözleri Tamamen Kapalı / Eyes Wide Shut (1999), Stanley Kubrick’in son filmi olma özelliğini taşıyor. “Kapan” filminde adı geçmesini sebebi ise cinsellik ve suçla olan bağlantısıdır.
Güncelleme:
2017 yılında gösterilen filmlerin ödül alacağı Oscar Töreni'ne bir ay kaldı. Get Out filmi 3 dalda Oscar'a aday gösterildi;

• En İyi Yönetmen dalında Jordan Peele 
• En İyi Film 
• En İyi Özgün Senaryo Jordan Peele

Vizyona girdiği aylarda İmdb Top 250 listesine giren film yerini başka filmlere bıraktı.

Son Güncelleme: 31.01.2018

Devamını Oku »

Green Room (2015)

Dehşet Odası (2015)

Jeremy Saulnier'ın yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği Suç, Gerilim, Korku türündeki Dehşet Odası (2015) / Green Room (2015) filmi 14 Nisan 2017 günü vizyona giriyor. ABD yapımı olan ve 95 dakika süren filmin görüntü yönetmenliğini Sean Porter yapıyor. Brooke Blair ve Will Blair'in müziklerini yaptığı filmde geçen yıl hayatını kaybeden Anton Yelchin'de oynuyor.

Green Room (2015) Alia Shawkat, Anton Yelchin ve Callum Turner

Dehşet Odası (2015) Konusu

4 gençten oluşan Arlington'lu punk rock grubu Ain't Rights çıktıkları turnede bir barda şarkı söyler. Para kazanamadıkları bu süreçte barı ayarlayan kişi onlara yeni bir yere yönlendirir. Dazlakların mekânı olan bu yerde sert şarkılar çalmalarını tavsiye eder. Ormanın derinliklerinde bulunan müstakil mekâna gelip konserlerini veren grup oradan ayrılmak üzereyken bir olaya tanık olur. Mekân sahibi grubun oradan ayrılmasına izin vermez. Gençleri gergin geçecek bir gece beklemektedir. tt4062536

Green Room (2015) Patrick Stewart ve Brent Werzner 

Dehşet Odası (2015) Film Yorumu

"Green Room", tür tanımlamasında yer alan suç, gerilim ve korku unsurlarının hepsini içinde barındıran bir film olma özelliği taşıyor. Kalabalık bir neo-nazi grubu tarafından ablukaya alınan rockçı müzik grubunun gençleri, av durumuna düşüyor ve kurtulmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kapalı bir ortamda geçen filmde izleyiciler cinayete, köpeklere, kopan uzuvlara ve akan kanlara tanık oluyor. Film sonuna kadar izlenebilecek bir kurguya sahip ancak fikrimce benzerlerinden bir adım öne çıkmayı başaramamış.
Yönetmenine çeşitli ödüller kazandıran Green Room (2015) filmi daha önce !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında ülkemizde oynatılmıştı. Film hakkında daha çok fikir sahibi olmak isteyenler için İmdb puanını da belirteyim: 7.1

Anton Yelchin

Anton Yelchin
Dehşet Odası (2015) filminin başrollerinden birini paylaşan Anthon Yelchin, Haziran 2016 tarihinde 27 yaşındayken hayatını kaybetmişti. Anton Yelchin 'Star Trek Beyond 2016' filminde “Chekov” rolünde de oynamıştı. Oyuncunun yer aldığı son filmi ise öldükten birkaç ay sonra gösterildi. Bu son filmin galası, Eylül 2016 tarihinde yapılmıştı ve 'Porto (2016)' ismini taşıyordu.

📅

Güzel bir rastlantı sonucu "Porto" filmi halen devam etmekte olan 36. İstanbul Film Festivali bünyesinde Dünya Festivallerinden bölümünde şu sıralar ülkemizde de oynuyor. Film yarın son kez (13 Nisan 2017) Kadıköy'de bulunan Rexx 5 salonunda 11:00 seansında gösterilecek.

Oyuncu Kadrosu

Anton Yelchin (Pat rolünde)
Joe Cole (Reece)
Alia Shawkat (Sam)
Callum Turner (Tiger)
David W. Thompson (Tad)
Imogen Poots (Amber)
Patrick Stewart (Darcy)
Brent Werzner (Werm)
Mark Webber (Daniel)
Macon Blair (Gabe)

Devamını Oku »

The Autopsy of Jane Doe (2016)

Otopsi (2016)

Kimliği belirsiz genç bir kadın cesedinin otopsisi sırasında meydana gelen ürkütücü olayların anlatıldığı filmin başrolünde "Into the Wild" filmiyle akıllarda yer eden Emile Hirsch oynuyor...

The Autopsy of Jane Doe (2016) Poster
Olwen Catherine Kelly

Yönetmenliğini André Øvredal'ın üstlendiği Korku, Gerilim türündeki Otopsi (2016) / The Autopsy of Jane Doe (2016) filmi 14 Nisan 2017 günü gösterime giriyor. İngiltere, ABD ortak yapımı olan filmin senaryosu Richard Naing ve Ian B. Goldberg tarafından yazıldı. Görüntü yönetmenliğini Roman Osin'in yaptığı film 86 dakika sürüyor. Otopsi filminin müziklerinde ise Saunder Jurriaans ve Danny Bensi'nin imzası bulunuyor.

Otopsi (2016) Film Yorumu

Tümü bir evin bodrum katındaki morgda geçen filmde, ünlü İskoç oyuncu Brian Cox deneyimli morg görevlisi rolünde oynuyor. Emile Hirsch'i ise babasının mesleğini yapan oğul rolünde izliyoruz. Filmi başından sonuna kadar omuzlayan iki oyuncu, normal bir otopsiye başladıklarını zannederken kendilerini kimliğini bilmedikleri kadın cesedinin sırlarını çözmeye çalışırken buluyorlar. Filmin en önemli sorusu da kadının ölüm sebebinden çok "kim" olduğu.
Ortalamadan biraz hallice bir başarısı olan ve festivallerde ödül ve -daha çok- adaylıkları olan filmin İmdb puanı 6.7 olarak oluşmuş durumda.

The Autopsy of Jane Doe (2016) Emile Hirsch ve Brian Cox

Konusu morgda geçen filmde tahmin edileceği gibi insan vücudunun kesilip biçilmesi gibi durumlara tanıklık ediliyor. Filmi izlerken korkudan çok gerilimin ağır bastığını söyleyebilirim. Gerilimin tavan yaptığı sahneler ise Jane Doe'nun otopsisinin başladığı bölümlerdi. Peşinden devam eden sahnelerde gerilimin dozajı benim için gittikçe düştü ve Otopsi (2016) filmine kadının kim olduğuyla ilgili merakımla devam ettim...🔔

Otopsi (2016) Konusu

Virjinya'da bir kasabada dört cinayetin işlendiği evin bodrumunda yarı gömülü durumda genç bir kadının cesedi bulunur. Kadının kimliği belli değildir. Hiçbir yerde kim olduğuna dair bir kayıt bulunamamıştır. Evdeki cinayetlerin sebebi de anlaşılamaz...

The Autopsy of Jane Doe (2016) Emile Hirsch ve Ophelia Lovibond

Adli tıp görevlileri Tommy ve oğlu Austin gün boyu çalıştıktan sonra Austin, akşam için sözleştikleri kız arkadaşı Emma ile birlikte dışarıya çıkmak için hazırlanır. O sırada Şerif Sheldon genç kadının cesedini morga getirir ve otopsinin acil olduğunu söyler. İki adli tıp görevlisi ceset üzerinde çalışmalara başlar ve her adımda kendilerini hayrete düşüren gerçeklerle karşılaşır. Ceset üzerinde buldukları ipuçları bilimle çelişmekte ve ölüm sebebini bulamamaktadırlar. Otopsi devam ederken meydana gelen tatsız olaylar yüzünden kimliği belirsiz cesetten uzaklaşmak ve morgu terk etmek isteyen baba oğul dışarıya çıkmayı başaramaz. Morgdaki cesetlerle birlikte onlar için sonu gelmeyen korku dolu saatler başlar. 🔔

The Autopsy of Jane Doe (2016) Jane Doe

Otopsi (2016) Oyuncuları

Emile Hirsch (Austin Tilden rolünde)
Brian Cox (Tommy Tilden)
Ophelia Lovibond (Emma)
Michael McElhatton (Şerif Sheldon)
Olwen Catherine Kelly (Jane Doe)

Devamını Oku »

Snowden (2016)

Snowden (2016)

2004 ve 2013 yılları arasında yaşanan gerçeklerin anlatıldığı filmde, CIA ve NSA'da genç yaşta önemli görevler üstlenen Edward Snowden'in yaşadıkları ve bunları medya aracılığı ile halka duyurma süreci anlatılıyor.
Oliver Stone'un yönettiği Gerilim, Biyografi türündeki Snowden (2016) filmi 6 Ocak 2017 tarihinde gösterime giriyor. ABD, Almanya ve Fransa ortak yapımı olan film 134 dakika sürüyor. Oliver Stone ve Kieran Fitzgerald'ın senaryosunu yazdıkları Snowden'e kaynaklık eden iki kitabın yazarları ise Luke Harling ve Anatoly Kucherena. Görüntü yönetmenliğini Anthony Dod Mantle'ın üstlendiği filmin müziklerinde Craig Armstrong'un imzası bulunuyor.

Snowden (2016) Konusu

Amerika'ya hizmet hususunda aile geçmişi bulunan Edward Snowden, orduya kaydolur. Aldığı eğitim ağır gelip bacakları kırılınca askerlik hayalinden vazgeçmek zorunda kalır. Ancak doktoru ona ülkesine hizmet etmek için başka yollar olduğunu hatırlatır. Bilgisayar konusunda çok iyi olan Snowden CIA operatörü olmak için başvurduğu eğitime kabul edilir. Oradaki öğretim görevlisi Corbin O'Brian'ın gözbebeği olur. Snowden bacakları kırıldığında hastanede yatarken bilgisayardan fotoğrafçı ve dansçı olan Lindsay Mills ile tanışır. Sonrasında ise ilişkileri gelişir.

Film uzun flasbacklar içeriyor. Snowden (2016) filmi, 2013 yılında Hong Kong'da bir otel odasında The Guardian, Washington Post ve belgesel yapımcısı ile yaptığı gizli bir görüşmeyle açılıyor. Snowden son 10 yılda yaşadığı olayları yayınlanması için onlara anlatıyor. Bu anlatının sebebi ise görev aldığı ABD gizli servislerinde gördüğü, yaşadığı uygulamaların insanların yaşamları üzerindeki etkilerini onaylamamasına dayanıyor.
Edward Snowden, CIA ve NSA ile ilgili yaptığı açıklamalardan sonra vatan haini ilan edilmiş, medyaya yaptığı açıklamaların peşinden Julian Assange'ın (Wikileaks) tavsiyesiyle Rusya'ya kaçıp orada yaşamaya başlamıştır. ABD Hükümeti'nin baskıları nedeniyle medyaya verdiği bilgilerin ise sadece yüzde biri yayınlanabilmiştir.

Elektrikleri de Kesiyorlarmış!!!

Snowden'le ilgili kısa bir anlatı yapacağım. Kısa bir süre önce ülkemizde yaşanan sinir bozucu elektrik kesintileri nedeniyle bu alıntıyı yapıyorum:
"Gizli Servis NSA, Japonları yapabildiklerimizle etkilemek istemişti. Canlı drone görüntülerini çok sevdiler. Japon halkını gözlememize yardım etmelerini istediğimizde sevinmediler. Bunun yasalarına aykırı olduğunu söylediler. Tabii biz bütün ülkeyi yine de dinledik. Ve orada da durmadık. Telekomünikasyon sistemlerini ele geçirince gerisi geldi. Barajlara, santrallere, hastanelere küçük programlar yerleştirdik. Ana fikir, bir gün Japonya çizgiyi aşmaya kalkarsa karanlıkta bırakmaktı.
Sadece Japonya'ya değil. Aynı şeyi Meksika'ya, Almanya'ya, Brezilya'ya, Avusturya'ya yapıyorduk. Çin, Rusya ve İran da vardı. Bunların hepsine tamam. Ama Avusturya?

Snowden, "Avusturya'yı da gözleyip, dinledik..."

Ayrıca dünyanın en büyük liderlerini de izliyorduk. Ticaret anlaşmalarını, seks skandallarını, G8'de Amerika'nın elini güçlendirebilecek her şeyi takibe alıyorduk. Ya da Brezilyalı petrol

şirketlerine karşı koz için. Ya da golf oynamayı bilmeyen 3. dünya ülkeleri liderlerine...
Nihayetinde gerçeği anlıyorsunuz. Gerekçeniz ne olursa olsun, bu terör meselesi değil. Terör sadece bahane. Bu, ekonomik ve sosyal kontrol meselesi. Ve koruduğunuz tek şey ülkenizin büyüklüğü."

Snowden, Joseph Gordon-Levitt, Melissa Leo, Zachary Quinto ve Tom Wilkinson
Photo by Juergen Olczyk

Filmle ilgili bu postu oluştururken oldukça zorlandım. İzleyince yazılacak çok ayrıntı olduğunu fark ediyorsunuz. Tabi her şeyi yazmak mümkün değil! Sinema dili belgeselden uzak olduğu için izleyenlerin dökümanların arasında yorulmayacağını düşündüğüm film hazır sinemalara gelmişken izlemek en iyisi.

Snowden (2016) Oyuncuları

Joseph Gordon-Levitt (Edward Snowden)
Melissa Leo (Laura Poitras, Belgesel film yapımcısı)
Zachary Quinto (Glenn Greenwald, Gazeteci)
Tom Wilkinson (Ewen MacAskill, Gazeteci)
Shailene Woodley (Lindsay Mills)
Rhys Ifans (Corbin O'Brian)
Scott Eastwood (Trevor James)
Jaymes Butler (Çavuş)
Nicolas Cage (Hank Forrester)
Robert Firth (Dr. Stillwell)
Timothy Olyphant (Matt Kovar)
Joely Richardson (Janine Gibson, Guardian Editörü)
Nicholas Rowe (Guardian Editörü Asistanı)
Rachel Handshaw (CIA Polygraph yöneticisi)
Christian Contreras (CIA Psikologu)
Parker Sawyers (CIA Röportajcısı)
Ken Thomas (Warrenton Kapı Muhafızı )
Michael Benz (CIA Öğrencisi)
Logan Marshall-Green (Drone Operatörü)
Patrick Joseph Byrnes (NSA Dep. Direktör Lowell)
Edward Snowden (Kendisi)

Devamını Oku »