Blogger Mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Blogger Mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ağustos 2016 Pazar

Mim: Gözümü Korkutan Kitaplar

Yazının icadı, düşüncelerin kaleme alınıp nesilden nesile aktarılmasına vesile olmuş...
***
Sevgili arkadaşım Dağınık Anne, 'Gözümü Korkutan Kitaplar' konulu bir mim yapmıştı. Pazar sabahımı, gözümü korkutan ama okuduğum yada okuyacak olduğum kitaplara yolculuk yapmamı sağlayacak bu mime ayırmaya karar verdim. Hem, sevgili Anne, Dağınık Anne zaman bulup yapar ve beni davet eder de yapmaz mıyım? Dağınık'ı tanımayan var mı bilmiyorum ama bloguna uğramanızı hele de bir anneyseniz şiddetle tavsiye ediyorum.  Okuyunca ortak duygulara, yaşanmışlıklara sahip olduğunuzu göreceksiniz. Ayrıca, tatlı diliyle yazdığı yazıların içinde kaybolacağınız garantisini veriyorum. :)

Mime başlamadan evvel kitaplığımın bulunduğu ortamdan uzakta olduğumu, hafızamı tetikleyecek verilere sahip olmadığımı belirtmek istiyorum. Yazım bu yüzden biraz kısır kalacak. Yakında vizyona girecek olan Kayıp Balık Dory (2016) isminde bir film var. Çok yakında bu Animasyon hakkında yazı da yazacağım. Hafızam maalesef Dory'nin hafızasından azıcık hallice bir durumda :)) Yanımda, elimin altında ise sadece yeni aldığım kitaplarım var.

Gözümü Korkutan Kitaplar Mimi

  • Okuyamadığın bir kitap?

Bir zamanlar sevdiğim bir yazar vardı. Okuduklarımla bana bir şeyler katmıştı. Onun üç kitabını devirdim. Dördüncü kitabını hatıra kalsın diye arkadaşıma aldırdım. Hatıra kalmasını istemiştik. 'Bu olsun' diye de büyük bir şevkle kitabı seçmiştim bir güzel! Bahsettiğim yazar Amin Maalouf. Okuduğum kitapları: “Afrikalı Leo”, “Doğunun Limanları” ve “Semerkant”
O çok istediğim ancak okuyamadığım kitabı ise “Yolların Başlangıcı” idi. Kitabın bir yerine geldim. Yabancı isimden geçilmiyor. Aklımda tutamıyorum. İkide bir arkada kalan sayfalara dönüp bakmak durumunda kalıyorum. Haliyle kitabın keyfi kaçtı gitti. Bir iki kez okumaya yeltendim ama nafile, okuyamadım. Kendisi, okuyamadığım için en çok üzüldüğüm kitaptır.
  •  Zaman olmadığı için okuyamadığın bir kitap?

Elimde gıcır gıcır okunmayı bekleyen kitaplarım var. Sayısı 10'dan fazladır. Son okuduğum kitapları metro yolculuklarımda okumuştum. Şimdilerde yolculuk yapamıyorum. "Metro = zaman = kitap " sıralamasını içeren kendime has bir denklemim var. Bu denklemi kurabildiğimde kitaplar su gibi akıyor.
  • Bir serinin devamı olduğu için okuyamadığın bir kitap?

Yaşar Kemal'in yazdığı "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana" kitabını tazeyken okumuştum. Yıllarca serinin devamının gelmesini bekledim. Kitap kolay yazılmıyor tabi. İkinci kitap çıkana kadar araya hayat girdi, çoluk çocuğa karıştık. Türkiye o yıllarda ekonomik bir yıkım yaşadı vesaire... Olan bunca şeyden sonra serinin ikinci kitabını okuyamadığım gibi sonrakileri de okuyamadım.
  • Yeni çıkan ve okumadığın bir kitap?

Gülse Birsel'in son kitabı "Memleketi Ben Kurtaracağım" isimli kitabını yeni çıktığını öğrendiğim günden beri alacağım, hep sonraya bıraktım, alamadım bir türlü.
  • Okuduğun bir kitabı beğenmediğin için o yazardan okuyamadığın bir kitap?

Var mıdır? vardır elbet ama şu an aklıma gelmedi bir türlü...
  • Havanda olmadığın için okuyamadığın bir kitap?

Erich Fromm'un “Sağlıklı Toplum” isminde bir kitabı vardı. Havamda olduğumda onu karıştırıp okurum arada bir. Ama tamamını okuyacak havaya hiç bir zaman giremedim. Hâlbuki aynı yazarın “Özgürlükten Kaçış” isimli kitabı daha iyi daha okunur gelmişti bana -diye hatırlıyorum-
  • Çok büyük olduğu için okuyamadığın bir kitap?

Lise yıllarındayken bilmem kaç ay her gün Milliyet gazetesi almış, her ay iki tane Meydan Larousse ansiklopedim olmuştu. Toplamda bilmem kaç bin sayfa... Şu an "K" harfine kadar geldim!!! :))  Gayri ciddi bir cevap oldu gibi ama değil, eskiden Google mı vardı. Merak ettiğim bir konu olduğunda açar bakarım hala…
O yıllarda her gün gazete alıp okumak ayrı bir keyifti. Şimdi satın alacak gazete bulamıyorum. Gazetecinin önünden geçiyorum. Niyetleniyorum. Ama yazılanlara karşı çok fena güvensizim. Bakınıyorum ama almak için gazete beğenemiyorum! Çok fena çok!
  • Kapağını beğenip aldığın ama kötü yorumlar okuduğun için okumadığın bir kitap?

Kapağını beğenip aldığım kitap? Evet var. Ama okumadığım yok.
  • Okumaktan en çok çekindiğin kitap?

Şu an aklıma gelmedi desem...
  • Uzun zamandır okunmayı bekleyen kitap?

Sorunun cevabı 2 sorunun cevabında gizli. İçlerinde 1 lira olduğu için aldığım “Kız ve Kurt”, sevdiğim bir yazar olan Doris Lessing'in “Hayatta Kalma Güncesi,” Aytmatov'un klasiği “Toprak Ana”, İtalo Svevo'nun “Yaşlılık” isimli kitapları var.
Kitaplar söz konusu olduğunda Kafası Karışık Dilekçe blogunun isminden bahsetmeden geçemeyeceğim. Benim için hem kendisinin hem de blogunun yeri ayrı. Ondan o kadar çok pozitif bir enerji aldım ki... Henüz tanışmadıysanız siz de uğrayın, kitaplara ve yorumlarına bir de onun gözünden bakın.

Vakit ayırıp Mim: Gözümü Korkutan Kitaplar yazımı okuyan herkese teşekkür ediyorum, iyi pazarlar diliyorum.  
Devamını Oku »

16 Ağustos 2016 Salı

Blogger Mim

Blogger Mim

Sevgili Koto-Rin Dünyası: Asya Hakkında tarafından geçen hafta mimlendim. Kendisine buradan tekrar teşekkür ediyorum Sevgili Tuğba'nın blogunda -daha önce ziyaret etmediyseniz eğer- Tayland, Japonya, Hong Kong, Kore ve civar ülkelerin kültürleri ile ilgili yayınlara rastlayacaksınız. Blogunu açtığı ilk günlerden beri takip ediyorum. Yolum o taraflara düşmeyecek biliyorum ama yine de yazılarını merakla okuyorum.
*** 
Mime davet ikinci olarak Kore Fenomeni'nden geldi. Kendisine teşekkür ediyorum. Sevgili Fenomen'in Kore dizilerine karşı olan hayranlığını duymayan kaldı mı bilmiyorum, blogunu ziyaret ederek en güncel Kore dizileri hakkında bilgi alabilir, beraberinde yemek tarifleri, kitap ve sinema filmi yorumlarına göz atabilirsiniz. Hatta mantı seviyorsanız yazımı bile okumadan hemen ışınlanın :)
*** 
Benim için rekor sayılabilecek kadar kısa bir sürede! mimi yanıtlayabildiğim için mutluyum. Çok istediğim halde yanıtlayamadığım mimler de var maalesef.


1-  Blogger denilince aklınıza gelen 3 şey nedir?

- Hayatta kazandığı deneyimleri, bilgi ve birikimini okuyucularına internet aracılığı ile aktaran her yaştan insan.
- Araştırma yaparak öğrendiklerini internet aracılığı ile paylaşan her yaştan insan.
- Günün birinde oturduğu yerden çok zengin olacağını hayal ederek 1001 umutla her gün değişik içerikler oluşturmaya çalışan, dışarıda mis gibi güzel bir gün veya gece varken vaktini pc başında üretmeye ayıranlar.
- İçlerinden gelen bir dürtüyle sevdiği, başkalarının öğrenmesini istediği konuları karşılık beklemeden yazan, vermeyi seven insanlar.
***
2- Her temadan (kişisel , gezi , kozmetik , film, kitap vs.) yazılarını en çok beğendiğiniz , okumaktan bıkmadığınız bloglardan örnek verin desem ?

Bu soru beni zorladı açıkçası, sayısı oldukça fazla çünkü. 2 yıla yakındır takip ettiğim bloggerler var. Ruh durumuma göre uğrayıp soluklandığım, öğrenmem gereken bir konu varsa bak bunu şu arkadaş bilir deyip elimle koymuş gibi bulduğum bilgi sahibi çok blogger var. Zaman zaman hikayelerinde soluklandığım, kozmetik ürünlerini merak edip araştırdığım, blog konusunda teknik taktik aldığım, bugün ne pişirsem kısır döngüsüne takılıp çare bulmak için ziyaret ettiğim yemek blogları mevcut.
***
3- Yeni blog yazmaya başlayan arkadaşlara verebileceğin öneriler neler?

Kelin merhemi olsa kendi başına sürermiş diyeceğim ama...  Eskiler bu sorunun cevabını atlayıp direk 4 sorunun yanıtına geçebilirler :))
- Seosal konulara dikkat ediniz. Eğer Google'ın dizin anlamında sizi dikkate almasını istiyorsanız öncelikle nizami yazılar yazınız. Yazdıklarınız 200 kelimeyi geçsin, anahtar kelimelere ilk paragrafta yer vermeye gayret edin. Fotoğraf kullanıyorsanız isim verirken fotoğraf-başlık-anahtar kelime üçlüsünü isimde kullanmaya çalışın. Ben kabaca yazdım, detaylar için ilgili blogları ziyareti yararlı buluyorum...
- Yorum konusu çok önemli, Google sizi dizinde ileriye taşırken yapılan yorum sayısına ve kalitesine de bakıyor. Bir yazıya yorum yazarken, o yazıdaki konuyla ilgili bir iki kelimeyi yorumlarınızda belirtmeye çalışın. Size yazılan yorumlara gereken ilgiyi eksik etmeyin. İadeyi ziyaretlerde çok önemli, aslında başlı başına takip olayı çok önemli...
-Yazılarınızı farklı platformlarda paylaşmaktan çekinmeyin, facebook, twitter bu anlamda güzel mecralar. G+ yı söylemiyorum bile :)
- Blogunuzda belli bir konuya yer veriyorsanız o konuyla ilgili gündemi takip edin...

4- Hangi ülkede yaşamak isterdin ? En çok gitmek istediğin mekanları yazabilir misin?

- Yaşamak zor zanaat, dil problemi olunca duramam yad ellerde. Huzurum olmaz bir kere! Yeryüzünde bulunmak istediğim mekanlara gelirsek, tabiki var. Uzun günler ya da aylar boyunca değil, 'birine bakıyorum hemen çıkacağım" tarzı kısa bir an hiç değil, sadece doyana kadar bulunayım yeter. Bahsedeceğim yerler tamamen doğal, saf alanlar;
- Göz alabildiğine her şeyiyle beyazlığın hakim olduğu bir mekan; Kutuplar.

Antartika Çölü

- Garip ağaçlarıyla, florasıyla dikkatimi uzun zamandır çeken Yemen yakınlarındaki adalar. Ki Yemen'de çok yer ilgimi çekiyor...

Socotra Adası Yemen
Socotra Adası Yemen

Etiyopya'da bulunan Danakil Çöküntüsü görmek istediğim yerlerden... Biraz sıcak ve fokur fokur kaynayan bir toprağa sahip...


Zaman zaman televizyonda izleyip  gitmek için eriyip bittiğim, göz koyduğum yerler çok ama şimdilik bu kadarını paylaşayım. Fotoğrafları izlediğim videolardan oluşturduğum bilgisini de vereyim.
Blog dünyasında arkadaşlıklar çok önemli. Ben hep temiz güzel insanlar gördüm bu dünyada. Bir başka mecra burası, hem de nazar boncuğu takılacak cinsten!
Sabır gösterip yazımı okuyanlara teşekkür ediyorum.
Devamını Oku »
Film Gündemi Copyright © 2019 Tüm Hakları Saklıdır...
Sayfa Başına Dön